8 Ekim 2008 Çarşamba

Fener Seyretti

Erman TOROĞLU - 11 Ağustos 2007 Cumartesi, Hürriyet

SİZE fazla uzatmadan bu maçı ancak şu cümlelerle anlatabilirim; Bir tarafta toplama bir takım. Daha doğrusu sahanın içindeki her futbolcusu teker teker bir takım. Yanda maçı seyreden bir teknik direktör, aynı tiyatro seyreder gibi. Öbür tarafta bir futbol takımı. 11 kişiyle oynayan, yanda bir teknik adam. Öteki teknik adama göre hep önde düşünen, onun hamle yapmasını bekleyen...


Öyle bir maç ki, sabaha kadar oynansa bu Büyükşehir, bu Fenerbahçe’yi yener. Aslında sonuç F.Bahçe için çok sürpriz değil. Fenerbahçe, geçen sene de böyle maçları çok oynadı. Ama onlarda bir yönetim kurulu var. Şimdi yarın gündemi değiştirmek için bu mağlubiyeti Futbol Federasyonu’na yıkarlar. 

Lugano yorgunmuş

Hatta derler ki, "Bu Federasyon bize 25 tane yabancı oyuncu transfer ederse, biz Büyükşehir’i yenerdik." Bu zihniyet bırakın Büyükşehir’i yenmeyi, küçük şehirin belediye takımını bile yenemez. Bir düşünün Pendik faciasını... Hani o maçtan sonra dayak yemişti. 

Peki sorarım size o F.Bahçe’den bu F.Bahçe’ye neler değişti futbol takımı zihniyetinde? Sakın bana kimse Roberto Carlos demesin. Roberto Carlos motorun bir parçası. Eğer o parçaya uygun motorun varsa Roberto Carlos iş yapar. Yoksa Roberto Carlos o eskimiş dişlerin arasında yok olur. Lugano-Edu ikilisi kötü bir çift santrhaf ikilisi ama sen Lugano’yu oynatmıyorsun. Neymiş Lugano Amerika Kupası’nda oynamış ve çok yorulmuş. Hele penaltıyı da kaçırınca iyice morali bozulmuş. 

Abdullah Avcı hangi takıma gitse başarılı olur. Demek ki bu çocukta bir şey var. Ama bizim yönetici zihniyetinin beyni (büyük takımlardaki) henüz o seviyede olmadığı için bu çocuk başka yerlerde mücadele ediyor. 

Dün gece sahanın en iyisi Büşükşehir’den Adriano’ydu. Peki Adriano’yu büyüten kim?. Fener defansında oynayan 4 kişi. Neden? Çünkü 90 dakika hücuma gelen bütün topları Adriano aldı ve o 4 F.Bahçeli 90 dakika Adriano’yu tutmaya kalktılar ama tutamadılar da. Hem 4 kişi Adriano’yu seyretti hem de Zico onlara "Ne yapıyorsunuz kardeşim" diyemedi. 

Bu Fenerbahçe defansına 10 tane yan top atın, 8’i pozisyon 4’ü gol olur.

Yönetim zihniyeti

Bu Fenerbahçe geçen seneden daha başarılı olamayacak bu kesin. Sebebi de kesinlikle yönetici zihniyeti. Büyük futbolcu alarak, futbol takımını büyütemezsiniz. Koşan, mücadele eden, takıma uyan futbolcu alarak, o takımı büyütürsünüz. Geçen sene F.Bahçe’yi takım yapabilecek oyuncular bu sene ayrıldılar. Yerlerine de bireysel oyuncular alındı. 

Düşünün ki, 2-0 geriye düşen F.Bahçe maçı kurtaracak en ufak bir hamle yapamıyor. Hakem de ortadan çalınca hiç şansları kalmadı. Aslında Bülent Yıldırım 32. dakikada müthiş bir Büyükşehir akınını kesti, Roberto Carlos’a faul yapıldı diye. Pozisyonun uzaktan yakından faulle ilgisi yoktu.

Bir 90 dakika düşünün, F.Bahçe gol pozisyonuna giremedi, gol bile kaçıramadı. Büyükşehir hak ettiği maçı çatır çatır aldı. Pardon çıtır çıtır aldı.

Bu futbol maçıdır. Bir takım mağlup olabilir. İlla galip gelecek diye bir kural yok. Ama bir futbol takımının, hangi takım olursa olsun, böyle mücadele etmeye hakkı yoktur. Çünkü bu seyircisine saygısızlıktır.

Makaleler

Fener Seyretti

Kazandığı Kupalar

Kazandığı Kupalar

Süper Lig (16 Şampiyonluk)
1959, 1960-61, 1963-64, 1964-65, 1967-68, 1969-70, 1973-74
1974-75, 1977-78, 1982-83, 1984-85, 1988-89, 1995-96 2001,2003-2004,2004-2005

Federasyon Kupası Şampiyonluğu
1967-68, 1973-74, 1978-79, 1982-83 4 Kez

Cumhurbaşkanlığı Kupası Şampiyonluğu
1968, 1973, 1975, 1984, 1985, 1990 6 Kez

Başbakanlık Kupası Şampiyonluğu
1945, 1946, 1950, 1973, 1980, 1988, 1992,1998 8 Kez

İstanbul Cuma Ligi
1920-21, 1922-23 2 Kezİstanbul Amatör Ligi
1914-15 Fenerbahçe 3 Kez

İstanbul Profesyonel Ligi
1952-53, 1956-57, 1958-59 3 Kez

İstanbul Futbol Ligi
1911-12, 1913-14, 1914-15, 1929-30, 1932-33, 1934-35, 1935-36, 1936-37, 1943-44, 1946-47, 1947-48, 11 Kez

Türkiye Futbol Birinci Ligleri
1932-33, 1934-35, 1943-44 3 Kez

Milli Küme
1936-37, 1939-40, 1942-43, 1944-45, 1945-46, 1949-50 6 Kez

İstanbul Shieldi
1930, 1934, 1938, 1939 4 Kez

İstanbul Kupası
1944 1 kez

Donanma Kupası
1982, 1983, 1984, 1985 4 Kez

TSYD Kupası
1969, 1973, 1975, 1976, 1978, 1979, 1980, 1982, 1985, 1986, 1994, 1995 12 Kez

Balkan Kupası Şampiyonluğu
1966-1967 Fenerbahçe - Çernemore: 1-0 / 3-0
Fenerbahçe - UTA: 3-1 / 0-1
Fenerbahçe - Partizan Tiran: 2-0 / 2-3
Fenerbahçe - AEK Final Maçi : 1-2 / 1-0 / 3-1
1 Kez

Atatürk Kupası
1964 1998

Fenerbahçe Derneği

Fenerbahçe Derneği

1907 Fenerbahçe Derneği 1992 yılı içerisinde, hepsi Fenerbahçe’ye gönül vermiş ve kendi alanlarında başarılı bir grup işadamı ve yönetici öncülüğünde kuruldu. Toplam 50 kurucu üyesi olan Derneğin Kurucu Başkanlığını Mustafa Koç üstlendi.

Adres: Yapı Kredi Plaza C Blok Kat : 1B 34330 Levent - İstanbul
Tel: (0212) 281 1907
Fax: (0212) 280-8732 & (0212) 324-1726
e-mail: posta@1907.org

Fenerbahçe Müzesi Tarihi

FENERBAHÇE MÜZESİ TARİHİ

Türk sporunun temel direği Fenerbahçe Spor Kulübü, tam 35 dalda 100 yıllık başarılarla dolu çalışmalarında çok değerli ödüller ve kupalara sahip olmuştur.Fenerbahçe ilk kupasını 5 Haziran 1910’da İstanbul’un ünlü Rum kulübü Sturugglers’i 3 – 1 yenerek kazandı. Gümüş işlemeli bir kupa ile başlayan bu ilk ödül ile Fenerbahçe müzesinin temelleri de atılmış oldu.


1913 yılında Altıyol ağızındaki lokalde kupa ve heykellerin sayısı 10’a ulaşınca bunlar için küçük bir vitrin satın alındı.1914 yılında Kuşdili’nde iki katlı ahşap Lokale geçildiğinde git gide zengin bir kimliğe bürünen müze için ikinci katta bir oda ayrıldı. Kazanılan ödülleri koymak için yeni vitrinler yaptırıldı.
1932 yılında ki yangına dek oturacağımız Kuşdili lokalinde ödüllere (kupalara) ayrılan bu küçük odanın da bir süre sonra yetmediği, ihtiyacı karşılamadığı göründü. Kupa, şilt ve vazoların bir bölümü diğer odalara alt kattaki büyük salona konmaya başlandı.


Fenerbahçe Spor Kulübünün kupa sayısı 1932 yazı başlarında 150’yi aşmıştı. Ancak kulübün ilk 25 yıllık faaliyetlerinin kanıtı olan bu kupa, şilt v.b. ödüller 5/6 haziran 1932 gecesi çıkan yangında kulüp binası ile birlikte yandı. Sıfırlanan Fenerbahçe Müzesi yangından sonra hemen ve yeniden doğdu. 1932 yılından sonra çalışma dallarının çeşitlenmesi ile de her yıl kazanılan sayısız kupa, şilt, plaketler ile günümüze dek gelindi.
Fenerbahçe burnundaki sosyal tesislerin açılmasından sonra uzun yıllar kazanılan kupa, şilt ve plaketler oradaki vitrinlerde sergilendi.


Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu stadının yeniden yapılması sırasında Aziz Yıldırım başkanlığındaki yönetim kurulumuz Avrupa standartlarının üzerinde modern bir müzenin stadımızın içinde kurulması kararını aldı. Bu karar kısa bir sürede hayata geçirildi. Fenerbahçe Spor Kulübü Müze Tarih ve Arşiv Kurulu Başkanı sayın Sertaç Kayserilioğlu’nun önderliğinde yaklaşık bir yıl süren yoğun çalışmalardan sonra müzenin resmi açılışı 19 ekim 2005 tarihinde yapıldı.
MÜZENİN YERİ VE BÖLÜMLERİ

1 - Dünya'da futbolıun doğuşu bölümü.
2 - Fenerbahçe Spor Kulübünün ilk kuruluş toplantısının, dönemin eşyaları ile mumyalarla canlandırıldığı bölüm.
3 - Mütareke ve İşgal dönemi sırasında Dereağzı'ndaki lokalimizden cepheye silah, cephane kaçırılma anının mumyalarla canlandırıldığı bölüm.
4 - Union Clup sahasından Şükrü Saracoğlu'na stadın evrelerini sunulduğu bölüm.
5 - Kuruluştan itibaren tüm branşlarda ki başarıları simgeleyen her türlü şilt, madalya berat fotoğraf, belge v.b. materiyallerin sergilendiği bölümler.
6 - Kuruluştan günümüze her dönemde ki bir kısmı orijinal forma, çorap v.b giysilerin sergilendiği bölümler.
7 - İlk tüzükler, eski üye kartları, eski lisanslar, eski maç biletleri, kulüp piyango biletleri v.b. belgelerin sunulduğu bölümler.
8 - Eski maçlardan filmlerin ve Fenerbahçe belgesellerinin oynatıldığı sinama odası.
9 - Atatürk'ün 3 Mayıs 1918 yılında ki kulübü ziyareti ve şeref defterini imzalama anının mumyalı olarak canlandırıldığı bölüm.
10 - Bütün bu bölümlerden başka yıllara göre sınıflandırılmış olarak Fenerbahçe Spor Kulübünün 100 yılda çeşitli branşlarda kazandığı 3000 (üç bin) kupa şilt ve plaket'in 426 tanesi de müzede sergilenmektedir.

Kulüp

Yönetim 

AZİZ YILDIRIM: Başkan
1952 Diyarbakır doğumlu. Evli, 2 çocuk babası. Müteahhit. İngilizce biliyor. 

ALİ KOÇ: Asbaşkan
1967 İstanbul doğumlu. Evli, 1 çocuk babası. İşletmeci - Firma sahibi. İngilizce biliyor. 

NİHAT ÖZDEMİR: 2. Başkan ve Basın Sözcüsü
1950 Diyarbakır doğumlu. Evli, 2 çocuk babası. Makina yüksek mühendisi. İngilizce biliyor. Sanayici, müteahhit, turizmci. 

VEDAT OLCAY: Genel Sekreter
1940 Nusaybin doğumlu. İİTA, İşletme mezunu. Evli, 1 çocuk babası. İngilizce biliyor. 

NİHAT ÖZBAĞI: Asbaşkan-Yatırım ve Projelerden Sorumlu
1950 Elazığ doğumlu. Evli, bir çocuk babası. Yüksek mimar, mühendis. 

MURAT ÖZAYDINLI: Asbaşkan-Muhasip Üye
1954 İstanbul doğumlu. Evli, 2 çocuk babası. List Üniversitesi mezunu. İngilizce biliyor. 

MAHMUT USLU: Asbaşkan-Amatör Şubeler Sorumlu
1948 Adana doğumlu. Evli, 2 çocuk babası. Ekonomist. İngilizce, Rusça biliyor. 

FARUK NEŞET YALÇIN: Asbaşkan - Dış İlişkiler Sorumlusu
1972 İstanbul doğumlu. Evli 2 çocuk babası. İşletmeci. İngilizce biliyor 

MİTHAT YENİGÜN: Asbaşkan-Dernekler Sorumlusu
1946 Midyat doğumlu. Evli, 3 çocuk babası. İnşaat yüksek mühendisi. İngilizce biliyor. 

İLHAN EKŞİOĞLU: Asbaşkan ve Stat ve Tesisler Sorumlusu
1966 İstanbul doğumlu.Üniversite mezunu. Evli, 1 kız çocuğu babası. İşletme Fakültesi mezunu. Turizm ve tekstille uğraşıyor. Turizm ve tekstille uğraşıyor. Geçen dönem yedek üyeydi. İngilizce biliyor. 

SERHAT ÇEÇEN: Asbaşkan ve Resmi Kurumlarla İlişkiler Sorumlusu
1975 Ankara doğumlu. Üniversite mezunu. Evli. İşletmeci. 

TUNCAY UZUN: Asbaşkan ve Sportif A.Ş Sorumlusu
1967 Malatya doğumlu. Üniversite mezunu. Evli. İşadamı. 

TAHİR PEREK: Asbaşkan ve Mali İşler Koordinasyon
1940 Niğde/Aksaray doğumlu, Ankara Siyasal Bilimler Fakültesi mezunu, yeminli mali müşavir ve eski eserler uzmanı, evli ve 2 çocuk sahibi, ingilizce biliyor. 

ŞEKİP MOSTUROĞLU: Asbaşkan ve Hukuk İşleri ve Kurumsal İlişkiler Sorumlusu
1966 İstanbul doğumlu, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, avukat, evli ve 2 çocuk sahibi, ingilizce biliyor. 

ALAEDDİN YILDIRIM: Üye
1962 Alanya doğumlu. Evli, 2 çocuk babası. Müteahhit. İngilizce biliyor. 

YEDEKLER: 
Ömer Temelli, Ünal Uzun, Rahmi Eyüboğlu, Turan Şahin, Hakan Dinçay, Semih Özsoy, Ercan Karasu

Şükrü Saraçoğlu stadı Tarihi

ŞÜKRÜ SARAÇOĞLU STADI TARİHİ:

Fenerbahçe Şükrü Saracoglu Stadı, yurdumuzun ilk nizami futbol sahasıdır. İlk olarak Union Club adı altında 1908 yılında faaliyete geçmiştir. Bu tarihten önce de alan Papazın Çayırı ismiyle bilinir ve burada futbol karşılaşmaları yapılırdı. Yılların Papazın Çayırı'nın, bir futbol stadyumu olması, bir tesadüf eseri gerçekleşmiştir.

1908 yılı temmuzunda, Şehremini Operatör Cemil Bey'in (Cemil Topuzlu), hürriyet kahramanlarına yardım amacıyla verdiği davetin konuklarından ve yurdumuzda futbolu ilk oynayan ailelerden Reji Whittall'in, gençliğin spora ve özellikle futbola olan istek ve ilgisi doğrultusunda bir futbol sahası yapılması gerekliliği yönündeki konuşmasının ertesi günü bu kişiler, Fenerbahçe Başkanı Ziya Bey (Ziya Songülen), birkaç İngiliz ve maruf Rıfat Bey'le bir toplantı yaparak, saha için en uygun yerin, hazineye ait olan bu çayır olduğuna karar verdiler.

Başkatip Cevat aracılığıyla konu, Osmanlı Sultanı II. Abdülhamit'e götürüldü. Teklifi önce kabul etmeyen sultan daha sonra yıllığı 30 altın kira karşılığında Union Club ile 20 yıllık bir sözleşme yapılmasına karar verdi. 3.000 altına mal olan, çayırın tahta perdeyle çevrilmesi ve bir lokal inşaatı sonrasında saha, futbol karşılaşmalarını izleyen kışa kadar hazır hale getirildi.

Ancak futbola olan ilginin azlığı, kiranın karşılanamamasına neden oluyordu. Saha 1909 yılında bir yıllığına Fenerbahçe Kulübü'ne kiralandı. Birinci Dünya Savaşı'nın patlak vermesi üzerine İngilizler düşman konumuna geçtiler. Dolayısıyla Union Club ile ilgilenmediler. Türk hissedarların da dağılması üzerine sahipsiz kalan Union Club'a, 1915 yılında Kara Kemal tarafindan el konuldu ve ismi İttihat Spor Kulübü olarak değiştirildi.

Basri Bay isimli bir kişinin işletmeciliğine bırakılan, yeni ismiyle İttihat Spor Sahası, İstanbul'un işgal devri ortalarına kadar tüm sportif faaliyetlerin yeri oldu. 1922 yılında sahanın işletmesi, Basri Bey'in vekili olan Emin Bey'e geçti. Bu kişi de bilinmeyen bir nedenle sahanın işletmesini, Ali Sami, Cevdet ve Tevfik Bey'lerden oluşan bir heyete bıraktı.

Taksim Stadı'nın inşaatı ile birlikte, kendi haline bırakılan saha, 1929 yılında Fenerbahçe tarafından kiralandı ve 25 Ekim 1929 tarihinde yapılan bir spor bayramı ile tekrar hizmete sunuldu. Aynı gün ismi Fenerbahçe Stadı olarak değiştirildi. Bu tarihten itibaren gelişmeler de başladı.

30 Eylül 1931 tarihinde yapılan inşaatla stadın dışarısıyla ilişkisi kesildi. Yapılan birçok değişiklik sonrasında 13 Mayıs 1932 tarihinde, Vali Muhittin Üstündağ'ın katıldığı törenle, Fenerbahçe Stadı'nın açılışı yapıldı. Fenerbahçe Spor Kulübü'nün Kuşdili'nde bulunan lokalinin yanması sonrasında, kiracısı olduğu stadı satın almaya karar vermesi, bugünlerde maraton tribününün yıkılmaya başlandığı ve kapasitesinin yakın bir gelecekte 62.000 kişiye çıkacağı modern stadyumun temel taşlarını oluşturmuştur. Ülkenin en önemli kulübü olan Fenerbahçe'nin yangın nedeniyle düştüğü bu kötü durum, devlet yöneticilerini de üzmüş ve onları Fenerbahçe'ye yardım etme konusunda ikna etmiştir.

Şükrü Saracoğlu'nun ve Kemal Onan'ın da üstün gayretleriyle, 36.000 metrekarelik bu alan ve içinde bulunan bina, 27 Mayıs 1933 tarihinde, 9.000 TL bedeli 10 ayda ödenmek kaydıyla Fenerbahçe Spor Kulübü'nün malı oldu. Bununla birlikte Fenerbahçe, Türkiye'de stat mülkiyetine sahip ilk kulüp olma özelliğini kazandı. Bu gurur verici unvan aynı zamanda bazı sorumluluklar da getiriyordu beraberinde. Sorumluluklarının bilincinde olan Fenerbahçe, 14 Temmuz 1933 tarihinde yapılan bir eşya piyangosundan elde edilen 17.000 liralık geliri Fenerbahçe Stadı'na harcadı. Aynı yıl törenlerle yapılan açılışta, ikinci başkan Celal Bey şunları söylüyordu:

"Muhterem hanımefendiler, beyefendiler. Üç senedir yeni bir hamlede ve başarılmış yeni bir işle huzurunuza çıkıyoruz. Üç senelik dar ve kısa bir zamana sıkıştırılmış olan bu işler şunlardır; 25 senelik, canlı ve muvaffakiyetli bir hayatın hatıralarını taşıyan eski kulüp binası, kaderin hain ve kötü bir tamahına kurban olarak yandı. Simsiyah bir gecenin sabahı kendimizi simsiyah bir kömür yığını karşısında bulduk. Elimizde Fenerbahçe isminden başka hiç bir sey kalmamıştı. Yangından çok az zaman evvel fakir bir kiracı olarak girdiğimiz bugünkü Fenerbahçe Stadı'na elimizde kalan enkaz ile sığındık. Bu sene Fenerbahçe 26. yıl dönümünü kutlarken yeni ve büyük bir mazhariyete erdi.

Gazi hazretleri gençliğe ve Fenerbahçe'ye büyük ve kıymet biçilmez bir iltifatta bulundular. Heykellerinin Fenerbahçe Stadı'na dikilmesine müsaade ettiler. Bütün Fenerbahçeliler aczimizle, bu aczi mutlakla buna nasıl teşekkür edeceğimizi bilmiyoruz. Bu heykelle bu saha yıkılmaz ve dağılmaz bir kütle haline gelmiştir. Bu topluluk, bütünlük ve birlik aynı zamanda bütün memleketin bir sembolüdür de. Bu heykel burada azmin ve tesanütün ve disiplinin bir resmi olarak yükseliyor. Bu heykele bakanın kalbi temiz ve yeni bir hamle ile çarpar. Bu heykele bakan bozguncu ve serkeş olamaz bu heykele bakanın kalbi yenilmez ve yenilemez."

Amblem Tarihi

FENERBAHÇE AMBLEMİ TARİHİ:

Bugün yüzbinlerce göğsü süsleyen "Fenerbahçe Kulüp Rozeti" 1910 yılında, kulübümüzün 33 numaralı azası ve devrinin "Penaltı Kralı" olarak bilinen sol açık Topuz Hikmet tarafından çizildi, Tevfik Haccar (Tasçı) tarafından Almanya'da yapıldı.

Beş renkten oluşan rozette "Fenerbahçe Spor Kulübü 1907" yazısını taşıyan beyaz çerçeve; temizlik ve açık yürekliliğin, kırmızı; sevgi ve bağlılığın ifadesi olup bayrağımızı sembolize eder. Ortada bulunan kalp şeklindeki sarı; Fenerbahçe'ye duyulan gıpta ve kıskançlığı, lacivert ise soyluluğu tasvir eder. Bu iki renk arasından yükselen palamut dalı ise, Fenerbahçeliliğin kudret ve kuvvetinin ifadesidir. Yeşil renk ise yükselen bu kudret için başarının mukadder oluşunu gösterir.

Topuz Hikmet rozetimizin hikayesini şöyle anlatır:

"Kulübümüzün rengi sarı-beyazdan, sarı-laciverte çevrildikten sonra bu yeni renklerimizle bezenmiş bir rozet yaptırılması işi bahis mevzuu oldu. Arkadaşlarım bu rozetin çizilmesini bana bıraktılar. İlk önce bayrağımızın renkleri kırmızı ile beyazı bir araya getirdim. Sonra kırmızı üzerine bir kalp şekli çizerek bunu sarı-laciverte boyadım ve üzerine de metanet, kuvvet ve sağlamlığın ifadesi olan meşe dalını resmettim. Beyaz kısma da kulübümüzün ismini ve tesis tarihini yazdım. Rozetimizi çizerken, ona şu manayı vermeye çalıştım; Kalpten gelen bir bağımlılıkla bu kulübe hizmet etmek. Çizdiğim şekil arkadaşlar tarafından beğenildi ve yeni rozetlerimiz o tarihlerde Almanya'da bulunan arkadaşımız Tevfik Haccar'ın delaletiyle orada yaptırıldı. Yeni harflerin kabulünden sonra aynı şekilde muhafaza edildi. Sadece Fenerbahçe Spor Kulübü 1907 yazısı yeni harflerle tebdil olundu."

Fenerbahçe Tarihi

Fenerbahçe Spor Kulübü'nün Künyesi

Kuruluş Yılı: 1907
Kurulduğu Yer: Moda’da Beşbıyık Sokağı 3 numaralı evin alt katı.
Kurucuları: Nurizade Ziya Songülen Bey, Osmanlı Bankası memurlarından Ayetullah Bey, Bahriye Mektebi talebesi Necip Okaner Bey, Hindli namıyla anılan Asaf Beşpınar Bey ve Enver Yetkiner.
İlk Başkan: Nurizade Ziya Songülen

Fenerbahçe Spor Kulübü'nün Tarihçesi

Bir asırlık bir tarihe ulaşmak üzere olan Fenerbahçe Spor Kulübü'nün kuruluşu 1907 yılına rastlar.

Kulübümüz, İstanbul'un Kadıköy semtinde, Nurizade Ziya Songülen, Şevkipaşazade Ayetullah ve Samipaşazade Necip Okaner tarafından, gizlice kurulur. Zira Padişah II. Abdülhamit'in baskı rejimi, Türk gençleri için, değil kulüp kurmak, İngiliz ailelerinin oynadıkları futbol bile yasaktır. Çünkü spor yapmak amacıyla da olsa, Türk gençlerinin bir araya gelmesi, rejim için çok sakıncalı görülmektedir. Kuruluş toplantısında, Nurizade Ziya Songülen Bey ilk başkan seçilirken, Şevkipaşazade Ayetullah Bey ilk genel sekreterlik, Samipaşazade Necip Okaner ise ilk genel kaptanlık görevlerini üstlenirler.

Fenerbahçe Spor Kulübü'nün kurucuları, amblem olarak adını aldıkları Fenerbahçe burnundaki fener, renk olarak da Fenerbahçe yarımadasındaki papatyaların sarı-beyazı seçerler. Kulüp logosu, 1910 yılında, futbol takımında sol açık oynamakta olan Topuz Hikmet tarafından çizilecek, renkleri ise sarı-laciverte çevrilecektir.

1908 Meşrutiyeti'nin ilanına kadar çalışmalarını gizlice yürütmek zorunda kalır Fenerbahçe. Bu tarihten sonra yürürlüğe giren Cemiyetler Kanunu'yla tescil edilir ve başarıdan başarıya koşacak olan bir büyük camia, Türk sporundaki seçkin yerini alır.

Fenerbahçe Spor Kulübü'nün ilk futbol takımı, Asaf, Ziya Hasan, Sami, Ayetullah, Mazhar, Necip, Fethi, Galip, Hüseyin, Hasan, Nevzat'tan kurulu kadrosuyla, 1909 yılı sonbaharında İstanbul ligine katılır. Ancak katıldığı ilk iki yıl boyunca varlık gösteremez. 1911-1912 sezonunda, Ali Said, Galip, Arif, İzzi, Hüseyin, Sabri, Hikmet, Said, Hasan Kamil, Nuri, Miço'dan kurulu takımıyla ilk şampiyonluğunu kazanır. Bu şampiyonluk büyük Fenerbahçe'nin şanlı tarihine yazılan ilk şampiyonluk olmasıyla önemli olduğu kadar, yenilmeden kazanılmış olmasıyla da önemlidir.